Friday, June 15, 2018

Yusuf 2:Araplara Özel Arap Dini

Pürüzsüz Arapça olmasaydım Arap kavmi sorumlu olmayacaktı demesi,
olayı Arapça oluşunun ötesine taşımaktadır.Arapların yeterince anlayabilmesi için Arapça inmeliydim(Yusuf 2) demesi,Çinlilerin yeterince anlaması içinde Çince bir kitap inmesi gerektiğini gösteriyor.Arap kavminin sorumlu olabilmesi için,korunabilmesi için,mutlaka pürüzsüz Arapça bir kitap inmelidir(Zumer 28) demesi,olayı Arapça oluşunun ötesine taşır.Arap kavmi sadece pürüzsüz Arapça inen bir kitaptan sorumlu tutulabilir(Fussilet 44) demesi,Arapça konuşmayan kavimlerin Arapça inmiş bir kitaptan sorumlu tutulamayacağını gösterir.Arapça olması değil,neden Arapçadır sorusuna verdiği cevap önemlidir.Arap kavminin sorumlu tutulabilmesi için pürüzsüz Arapça olmam zorunludur(Fussilet 44) demesidir.Bu durumda Japon kavminin sorumlu tutulabilmesi içinde pürüzsüz Japonca bir kitabın inmesi zorunlu olacaktır.Olay böylece Arapça oluşunun ötesinde anlamlar taşımış oluyor.Bir peygamberin Arap kavmine uyarıcılık yapabilmesi için pürüzsüz Arapça bir kitaba sahip olması zorunluysa(Şuara 193-195),o zaman Japon kavmine uyarıcılık yapabilmesi içinde pürüzsüz Japonca bir kitaba sahip olması zorunludur.Kuran ölçüyü böyle koyuyor.Arapça olmasına değil,Arapça olduğum için benden sadece Arap kavmi sorumludur(Zuhruf 44,Fussilet 44) demesine vurgu yapıyoruz.Arapça bir kitapla sadece Arap kavmine uyarıcılık yapabilir,Arap kavmi dışındaki diğer kavimlere uyarıcılık yapamaz demesine(Şuara 193-195) dikkat çekiyoruz.Bu ikisi aynı şey değildir.Arapça olmasıyla,Arapça bir kitapla sadece Arap kavmine uyarıcılık yapabilirsin demesi aynı şey değildir.Ve Arapça inmeyen mesaja itiraz hakkı tanıması(Fussilet 44) Arapça oluşuna ek bir durum olmaktadır.Bu olayı Arapça olmasının ötesine taşır.Ve Arap olmayanların Kuran'ı akledebilmesini hiç umursamaması:
Kuran'ı sizin akledebilmeniz için Arapça indirdik-Yusuf 2
Demekki Arapça inmese akledemeyeceklerdi.Arapça inmese Arap aklı onu özümseyemezdi.O halde Arapça inmeseydi Arap kavminin dini olamayacaktı.
Buda demektirki;Japonca inmediği için Japon kavminin dini olamayacaktır.
 Peygamberin diliyle kavmin dili aynı olmalıdır,farklı olmamalıdır anlamına gelen ayet(İbrahim 4) şimdi daha iyi anlaşılabilir.
 Biz her peygamberi başka değil,sadece kendi kavminin diliyle kendi kavmi için göndeririz.Böylece onlara anlatabilmesini mümkün kılarız-İBRAHİM 4
  Taberi tefsirinde;bu ayetin aşağıdaki gibide okunabileceğini söylemiştir.
 Bir kavme peygamber gönderecekse o kavmin dilini konuşan birini seçer,o kavmin içinden birini seçer.Onlara böylece beyan eder-İbrahim 4
(Kavimlerinin de bunları kabul etmemeye dair herhangi bir mazeretleri kalmamış olur-Taberi Tefsiri,İbrahim 4)
 Taberi mazeret derken aslında Fussilet 44 ayetine gönderme yapmış oluyor:
   Eğer onu Arapça bir Kuran kılmasaydık;'neden dilimizde inmedi,Arap olana Arapça olmayan bir Kuran olurmu hiç' diyeceklerdi-Fussilet 44
 Görüldüğü gibi;Kuran Arapça inmeseydi Araplar sorumlu tutulamayacaklardı.Yabancı dilde inen bir mesajdan Araplar sorumlu tutulamayacaklardı.Neden dilimizde inmedi deme hakları olacaktı.
 O zaman Japon kavmininde,Japonca inmeyen bir kitap için''neden dilimizde inmedi,Japon olana Japonca inmeyen kitap olurmu'' deme hakları var.Fussilet 44,yabancı dilde inen mesaja itiraz hakkı tanıyan bir ayet.Evrensellik karşıtı bir ayet.
  Ve bunu başka değil,pürüzsüz Arapça yaptık ki korunabilsinler-Zumer 28
Demekki pürüzsüz Arapça olmasaydı Arap Kavmi korunamayacaktı.Pürüzsüz Arapça inmeseydi Arap dini olamayacaktı.Arapların korunabilmesi için pürüzsüz Arapça bir kitap gerekiyorsa,Japonların korunması içinde pürüzsüz Japonca bir kitap gerekiyordur.Pürüzsüz Japonca inmediği için Japon dini olamayacaktır.
  Eğer biz onu Arap olmayan birine indirseydik ve gelip onlara okusaydı,hiç biri iman etmezdi-Şuara 198,199
  Demekki Arap kavmine Arap bir peygamberle ve Apaçık bir Arapçayla seslenmek gerektiğini biliyor.O halde Japonlarada apaçık Japonca konuşan Japon bir peygamberle seslenmek gerektiğinide biliyordur.
  Kuran senin için ve kavmin için bir öğüttür.Sen ve Kavmin ondan sorumlu tutulacaksınız-ZUHRUF 44
Bütün kavimler içindir demiyor.Bütün kavimler ondan sorumludur demiyor.Neden?
   Senide ataları uyarılmamış olan ve bu sebeple gaflet içinde kalmış o bir kavmi uyarman için gönderdik-Yasin 6
Bütün kavimleri uyarmak için demeyi unutmuş...  
Ve Muhammed ‘mahşer günü’ sadece kendi kavminden şikayetçi olacakmış:
Peygamber der ki: Ey Rabbim!Benim KAVMİM bu Kur’an’ı terk etti-Furkan 30
Görüldüğü gibi diğer kavimler Muhammed'in gündeminde yoklar.
  Yusuf 2.ayet gösteriyorki;Arap kavmi dışındaki kavimleri etkilemek gibi bir amacı yok.Diğer kavimlere seslenmek gibi bir amacı yok.
 İbrahim 4.ayet bir ilke koyuyor:Peygamberin diliyle kavmin dili aynı olmalıdır,farklı olmamalıdır.Bu sebepledirki;Zuhruf 44 ayeti,İbrahim 4 ayetindeki ilkeye uygun konuşuyor.Zuhruf 44;Kuran senin için ve kavmin içindir diyor.Sen ve kavmin ondan sorumlusunuz diyor.Bütün kavimler içindir demiyor.Bütün kavimler ondan sorumludur demiyor.İbrahim 4 ayetindeki ilke çiğnenemez;çünkü o zaman kavmin yabancı dilde inen mesaja itiraz hakkı olur.Bunu Fussilet 44 ayetinde açıkça görmekteyiz.Demekki hangi kavmin diliyle inmişse sadece o kavmin dini olabiliyor.Böyle bir dil sınırlaması getirmesi olayı Arapça olmasının ötesine taşımaktadır.